29 Mart 2012 Perşembe

Şu Benim Gariban Ateizmim

Bendeniz bir garibanım. Çok eğitim aldım ama hala garibanım. Dolayısıyla ateizmim de çok garibanca oldu.

1963’te 3 yaşımdayken bir gece babam eve gelmedi. Öldüğünü düşündük. Gerçekten az kaldı ölüyormuş. 1958’de vapur batıran İzmit Körfezi fırtınalarından biri, eve dönerken babamı da alıp gidiyormuş.

Sonuçta, Allah yoktu. Bir çocuğun dileğini yerine getirmeyen bir Allah, olsa ne olur, olmasa ne olurdu.

Dayım solak olduğum için elime vururdu. Teyzelerim o zamanlar da yazın göbeğinde olan Ramazan’da oflaya puflaya uyurlardı. Bunlar inançsızlığımda fiilen etkili olmuştur.

10 yaş civarımda, tümüyle dağınık raslantılarla, ‘Kısas-ı Enbiya’yı, Uzak Doğu Asya metafizik klasiklerini (MEB klasikleri, Lao Tzu, Uphanishadlar, vd), nedense 50 yıl filan aynı metinle basılan ‘Kitab-ı Mukaddes’i okudum. Hiçbiri ikna edici değildi.

18 yaşımda Kuran-ı Kerim’i okudum. Müslüman olsaydım, vazgeçerdim. Müthiş bir hayal kırıklığı yaşadım.

Seyyar kitapçılık yaparken, Elmalılı Hamdi’nin ‘Tefsir’ini, ve ‘Sahih-i Buhari’yi de okudum.

Olay artık çığırından çıktı. Şu andaki durumum ateizmden başka bir şey.

Metafizik yanım aşırı güçlü, çünkü ölümü çok yakından kezlerce yaşadım ve tanıdım. Zihin yapım,’eksi varlık’ tanımladı ki bu hiçbir metafizik öğretide yoktur (buna ‘negatif transendentalizm’ denebilir).

Birçok insan beni Müslüman sanır, çünkü onlar açısından bir ateist için fazla ahlaklıydım. Şimdilerde, aynı insanların AKP sayesinde, saçlarını başlarını yolmalarını gülerek ve ibretle seyrediyorum.

1960-2010 arasında dünyada temelde 2 sınıf vardı: Burjuvazi ve proleterya. Oysa benim 51 yıllık yaşamım sefil bir fareden daha aşağıda geçti, 6 ay gerçekten sıvı bokun içinde bile yaşadım. Yani, Marx tanımıyla lümpen bir proleteryadan da aşağıdayım, kaybedecek zincirlerimi bırak, içsel varlığım hiç olmadı. Neyzen Tevfik’sel ve / artı  taoist anlamda hep bir hiç olarak yaşadım.

Bu durumda benim ateizmim feci gariban işi. İlginç olan şudur ki tüm çevrem orta veya üst burjuvazidendir, açlığımı bilirler ve hiçbiri beni doyurmamıştır, Müslüman olanlarını kastediyorum. Yaşamımda borç çok aldım, ödeyemediklerim de çok ama bana hiç fitre veya zekat veren olmadı.

Şöyle söyleyeyim: İnsana günde 2.500 kalori gerekir ve ben en az 5-6 yıl boyunca günde 1.500 kalori bile alamadım. Vitaminsizlikten tavuk karası oldum.

Ancak bende bir Müslüman’da olması gereken bir sabır ve tevekkül var. Yaşadıklarımı hak ettiğimi düşünmüyorum ama benim düşündüklerimi düşünenleri bu ülkede yaktılar, sağ kalmak bana yetiyor da artıyor bile.

Fakir doğdum ve fakir öleceğim. 1 milyon dolar ederinde bir eğitimi bedavaya aldım. 10.000 kitabı bedavaya okudum, 6.000 filmi bedavaya seyrettim. Türkiye kütüphanelerine 3.000 kitap bağışladım. 1.000 sayfa bedava çeviri yaptım. 1.000 saat bedava ders verdim. Kendimce dünyevi borç-alacak defterimi kapattım.

Kimse gariban olmak istemiyor, herkes sınıf atlamak istiyor. Bu durumda, sınıf atlasan da atlamasan da, Müslüman kalamazsın. Latife Tekin’in dediğince: Fakirliğini korumak gerek (kendi de korumadı, ayrı konu.)

Garibanlığa herkesi beklerim, ateizme değil. Asal yalnız bir ateist olmayı seviyorum.   

(3 Ağustos 2011)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder